Bismark’ın “ Birinci kuşak kurar, ikinci kuşak yönetir üçüncü kuşak sanat tarihi okur “ sözüne atfen o “Sanat tarihi” okuyan neslin devrinde yaşadığımız Tarih ve Medeniyet’e bolca gönderilen “Nasıl soy ağacımı çıkartabilirim” sorularından anlaşılıyor. Biz de bu genel ilgiye bir yazıyla cevap vermelim istedik.
Toplumda tarihin ve tarihsel şahsiyetlerin popüler hale gelmesi, globalleşmeyle beraber bireyselliğin ön plana çıkması, soyuna alaka duyan ve bu konularda araştırmalar yapmak isteyenlerin sayısını gün geçtikçe artırıyor. Özellikle insanlar ekonomik bakımdan rahatladıkça böyle romantik uğraşlara yönelmeye fırsat buluyorlar. Fransa, Almanya ve Rusya’da adım başı şecereleriyle övünerek, soyluluk iddiasında bulunan birine rastlanıyor ki bunlar nezaket ve kültürleriyle “entel” muamelesi görüp, çevresinin ilgi odağı oluyorlar.
Ezelden beri Avrupa ve Amerika’da çok revaç bulan geneoloji çalışmaları son zamanlarda ülkemizde de ilgi uyandırmaya başladı. Peki, Türkiye’de soy araştırması nasıl yapılır, şecere nasıl çıkartılır?
Soyağacı Çıkarırken:
Şecere Arapça ağaç anlamına gelir. Bu günkü kullanımla soyağacı demektir. Kişinin soy cetvelini, silsilesini bir ağaç şeklinde gösterir. Bir sonraki kuşaklar bir öncekilerin dalı ve meyvesi sayıldığından bu ismi almıştır. Soy araştırmacısı bu ağacı resmederken bu günden başlayarak ulaşabildiği kadar geriye doğru gider, zamanla yeni bulgularla eklemeler yapar ve ağaç şekillenmeye başlar.
Türkiye’de Soyağacı
Ne yazık ki Türk toplumunda nesep tutma, soy ağacı yazma geleneği yok denecek gibidir. Bunun en önemli sebebi doğu toplumlarında yazılı değil sözlü geleneğin hâkim olmasıdır. Diğer yandan imparatorluk çökerken oluşan kaos da böyle lükslere de imkan bırakmamıştır. Ayrıca göçler, savaşlar ve salgın hastalıklar da nesiller arası kopukluklara sebep olmuş kültürel aktarımı kesintiye uğratmıştır. Mamafih Osmanlı toplumunda kişinin nesebine değil ahlak ve kültürüne önem verilmesi de bu neviden adetleri 2. hatta 3. plana atmıştır.
Kemal Karpat’a göre imparatorluğun çöküşü ile Anadolu’ya göç eden Türk ve Müslüman nüfus 9 milyon civarındadır, J.McCarthy ise bu rakamı 7 milyon olarak verir. Böylesine büyük bir hareketlilik ve göç’ün yaşandığı coğrafyada muhacirlerin şecerelerini tutabilmesi ise pek de kolay değildir.
Her şey bir yana 1928’den önce kayıtlar eski harflerle tutulduğundan araştırma yapacak kişinin mutlaka Osmanlıca bilmesi yahut bilen birisinin refakatinde çalışmasını yürütmesi gerekmektedir.
Soy ağacı çıkarmak ilk bakışta faydasız ya da zaman kaybı gibi görünse de araştırmacılığı arttırmak, okuma ve bilgi edinme kabiliyetini geliştirmek, kültürel ve soysal yanı arttırmak ve akrabalarla yakın münasebet kurmak gibi daha pek çok faydası vardır.
http://tarihvemedeniyet.org/2010/06/soy-agaci-nasil-cikarilir.html